Kolay Sünnet
Oğlu, yeğeni, torunu veya bir yakını sünnet olacak kişiler aylar öncesinden bunun telaşına düşüyorlar. Bu tatlı telaşı, bir erkek çocuk babası olarak ben ve birçok yakın arkadaşım da yaşadık. Kabaca sünnetin ne olduğunu herkes bilse de, konunun uzmanları dışındaki kişiler, tam anlamıyla sünnetin nasıl, ne şekilde, nerede ve kimin tarafında yapılması gerektiği konusunda net bir fikre sahip değil.
Cumhuriyetin ilk yıllarında, ülkenin her yerinde sünnet yapabilecek tecrübeli hekim bulunmaması nedeniyle sünnet kadar önemli bir cerrahi girişimi yapma izni 11.4.1928 tarihli, 1219 sayılı “Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun”la sünnetçilere de verildi. Sünnet, yıllar boyunca, üroloji uzmanlarının yaptığı ameliyatların sadece küçük bir kısmını oluşturdu. Ameliyat programlarının yoğunluğu ve kısıtlı sayıda cerrahi ekibin olması nedeniyle sünnete gerekli zaman ayrılamadı ve böylece geri planda kaldı. Sünnet konusunda oluşan bu boşluğu da sünnetçiler doldurmaya çalıştı. Sünnetçilerin yaptığı önemli hataların (pipi ucunun kesilmesi, idrar kanalının delinmesi gibi) kamuoyunda duyulması ve sünnet yapan hekim sayısının ülke genelinde artmasıyla birlikte sünnetçilerin sünnet yapma yetkisi tartışma konusu olmaya başladı.
Artık günümüz insanı, çocuğuna yapılacak en önemli cerrahi girişimlerden biri olan sünnetin, bu konuda çok bilgili, tecrübeli, ve konunun uzmanı olan bir kişi tarafından yapılmasını tercih ediyor. Ancak, nasıl bir yol izleyeceğini çoğu kişi hala tam olarak bilmiyor. Erkek çocuğun hayatındaki en önemli cerrahi girişimlerden birisi olan sünnet işleminin mutlaka tıp eğitimi almış, hatta bunun da ötesinde, üroloji alanında uzmanlaşmış kişilerce yapılmasını öneriyorum. Bir çocuk üroloğu olarak, insanlara güvenilir bilgileri ulaştırmak için bilgilendirme broşürleri hazırladım, radyo-televizyon programlarına katıldım ve internet siteleri kurdum. Yıllardır sünnet konusunda hizmet veren bir kişi olarak, bugüne kadar bana sorulan soruların tamamına bu sitede cevap vermeye ve sünnet hakkındaki mevcut bilgilerin tamamını özetlemeye çalıştım.
Sonuç olarak, ailelere en önemli tavsiyem, sünnet öncesi iyi bir araştırma yapmaları ve çocuklarının sünnetini güvenilir, tecrübeli ve konunun uzmanı olan kişilere yaptırmalarıdır.
Hepinize sağlık ve mutluluk dolu günler diliyorum...
PLASTİK KISKAÇ YÖNTEMİ
Plastik Kıskaç Yöntemi Nedir?
Plastik kıskaç yöntemi, son yıllarda yaygın olarak uygulanan ve kesilecek olan sünnet derisinin ilk önce plastik bir kıskaçla sıkıştırılıp, sonra kesilmesine dayanan bir sünnet tekniğidir. Plastik kıskaç sünnet derisini sıkıca tuttuğu için kesilirken kanama riski bulunmaz. Dokuları plastik kıskaçla sıkıştırıp sonra kesme prensibi yıllardır bebeklerin göbek kordonunu keserken de kullanılıyor. Yeni doğan bebeğin kordonu kesilirken artık dikiş kullanılmıyor, bunun yerine plastik toka benzeri bir klipsle kordon tutturup sonra kesiliyor. Sünnette kullanılan plastik kıskaç, göbek kordonuna uygulanan klipsin, pipiye uyarlanmış yuvarlak şekli olarak tanımlanabilir. Belirtmek isterim ki, uygulanan bu yöntem cerrahi prensiplere tamamen uygundur. Buradaki hedef, kesilen yara dudaklarının bir arada tutulmasıdır. Günümüzde, bu hedefe ulaşmak için, dikişe alternatif olarak kullanılan birçok materyal bulunuyor. Örneğin kafa kesiklerinde dikiş yerine steril bantlar (steril strip) kullanılıyor. Bu bantlar yardımıyla bir araya getirilen yara uçları 4-5 gün içerisinde iyileşiyor. Büyük ameliyatlarda uzun yaraları kapatmak için tel zımbalar (stapler), kısa yaralarda doku tutkalı (fibrin glue) kullanılıyor. Dikişe alternatif olarak kullanılan bu malzemelerin tek görevi yara kenarlarını uç uca getirmek ve bir süre için bu pozisyonda tutmak. Plastik kıskacın da tek görevi yara dudaklarını bir arada tutmak. Dikiş, çelik zımba, steril bant, doku yapıştırıcısı veya plastik kıskaç gibi tüm materyaller yaraları kapatmak için sadece birer araç. Amaç, vücuda zarar vermeden yara uçlarının bir araya getirilmesi. Sünnet için bu amaca en uygun materyal, daha uygunu keşfedilene kadar plastik kıskaç olarak görünüyor.
Plastik kıskaçla sünnet tekniğinin geçmişi 150 yıl öncesine dayanıyor. Yılar önce metalik klipsle sünnet derisi sıkıştırılarak kesiliyordu. 1980’li yıllarda, Hacettepe üniversitesinde üroloji asistanıyken, yenidoğan bebeklerin sünnetini, “gomko” denilen, çan şeklindeki metal sıkıştırıcıyla yapıyorduk. Şunu da belirtmek isterim ki stajyerlik yıllarımda, kaynatılarak kullanılan cam enjektörlerle kan alınıyordu. Plastik teknolojisinin gelişmesiyle birlikte birçok tıbbi malzemenin plastikten yapılan ve tek kullanımlık benzerleri üretildi. Örneğin, plastik kullan-at enjektörler ülkemizde son 20 yıldır kullanılıyor. Aynı şekilde gomko cihazının da tek kullanımlık plastik versiyonu üretildi.
Tek kullanımlık (kullan-at) plastik kıskaçlar yaklaşık 20 sene önce Avrupa ve ABD’de, 10 yılı aşkın süredir ülkemizde kullanıma girdi. Günümüzde artık metalik klips, yani gomko yerine bu tek kullanımlık plastik klipsler kullanılıyor. Bu plastik klipsler sadece bir kere kullanılabiliyor ve steril paketler halinde bulunuyor. Ülkemize ilk olarak bir Hollanda firması tarafından üretilen ve Singapur yapımı olan plastik kıskaçlar kullanıldı, ancak son yıllarda yerli üretim olan ve CE belgesine sahip plastik kıskaçlar da kullanıma sunuldu. Plastik kıskaçlar, çocuğun pipi boyuna göre 10 numaradan başlayıp 18 numaraya kadar büyüyerek gidiyor. Sünnet sırasında her çocuğa pipisine uygun numara seçiliyor. Plastik kıskaç iki kısımdan oluşuyor. İlk bölüm, şeffaf huni benzeri yaklaşık 2cm uzunluğunda, iç kısmı boş olan bir plastik parçadan oluşuyor. İkinci kısım ise beyaz, çember şeklinde ve kilit mekanizması olan bir plastikten oluşuyor.
DOKTORUNUZ
1964 Ankara doğumlu olan Doç.Dr. Mahmut Ferda Şenel, 1982 yılında Ankara Atatürk Anadolu Lisesi’nden mezun oldu. Üniversite giriş sınavlarında ilk yüze giren Dr.Şenel Hacettepe Üniversitesi İngilizce Tıp Fakültesi’ne 1982 yılında başladı. 1988 yılında Hacettepe Tıp Fakültesi'nden dereceyle mezun olan Dr.Şenel, “Tıpta Uzmanlık Sınavı”nı (TUS) Türkiye 8’incisi olarak kazanarak Hacettepe Üroloji Anabilim Dalı’nda asistanlığa başladı. Yine aynı yıl, gerekli sınavları (ECFMG) geçerek Amerika Birleşik Devletleri’nde doktorluk yapma hakkını kazandı. Dr. Şenel, 1993 yılında üroloji ihtisasını tamamlayarak Teksas Üniversitesinin Organ Nakli ve İmmünoloji bölümünde üst ihtisas yapmak üzere ABD’ye gitti.
Üst ihtisasını 1993-1995 yılları arasında tamamlayarak Türkiye’ye döndü ve Başkent Üniversitesi Böbrek Nakli bölümünde göreve başladı. 1997 yılında İzzet Baysal Üniversitesi Üroloji Anabilim Dalı’nın kurucu öğretim üyeliği görevini kabul ederek Düzce Tıp Fakültesine geçti. Burada “çocuk ürolojisi” alt birimini oluşturan Dr.Şenel aynı üniversitede 1999 yılında “Üroloji Doçenti” ünvanını aldı.
2002 yılında Ankara’ya gelerek Dr.Sami Ulus Çocuk Hastanesi’nde çocuk üroloğu olarak göreve başladı. Halen aynı hastanede görevine devam etmektedir. 1988 yılından beri 20 binin üzerinde sünnet yapan Dr.Şenel, 10 yılı aşkın süredir sadece çocuk ameliyatları ve sünnet üzerinde yoğunlaşmıştır. Halen Dr.Şenel senede 1000’e yakın sünnet ve 800 civarında çocuk ameliyatı yapmaktadır.
Dr.Şenel, yurtdışında ve yurt içinde yayımlanan toplam 7 adet kitaba bölümler yazmıştır. Dr.Şenel’e ait toplam 70’in üzerinde yurt içi ve yurt dışı bilimsel yayın ve bildiri bulunmaktadır. Dr.Şenel, “Amerikan Organ Nakli Derneği”, “Türk Üroloji Derneği”, “Ankara Üroloji Derneği”, başta olmak üzere 10’a yakın bilimsel derneğin üyesidir.
Dr.Şenel, 2000 yılından bu yana TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi’nin “İnsan ve Sağlık” sayfası yazarıdır. Kök hücreler ve insan beyninin gizemleri konularındaki yazıları oldukça beğeni toplamış olup bu konularda Hacettepe Üniversitesi, Doğu Akdeniz Üniversitesi, başta olma üzere bir çok eğitim kurumunda seminerler vermiştir.
Sosyal alandaki faaliyetleri de ihmal etmeyen Dr. Şenel 25 yıldır klasik gitar çalmaktadır. Hacettepe Üniversitesi Konser Salonu, Amerikan Kültür Derneği Konser Salonu, İzmir Atatürk Kültür Merkezi başta olmak üzere toplam 12 gitar resitali vermiştir. Dr.Şenel, evli ve Mert adında bir çocuğu vardır.
Yorum yazın